BİLİM VE SANAT VAKFI YÖNETİMİNİN
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE DEVREDİLMESİNE İLİŞKİN
KAMUOYU DUYURUSU
“Vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hâle getirmek, iptal etmek, işlemez hâle getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, feshedilmesine veya başka bir hâle dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikâp etmiş olur (…)”
Kanuni Sultan Süleyman Vakfiyesinden…
***
İstanbul Şehir Üniversitesi’nin idaresinin Marmara Üniversitesi’ne devredilmesinden sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Ek 11’inci maddesinin onuncu fıkrasına istinaden 21.01.2020 tarihinde, kurucu vakıf olan Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyım atanması için süreç başlatıldığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden gelen heyetin vakıf yönetimini devraldığını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.
Bu topraklarda insanların fıtri ihtiyaçları olan sosyal yardımlaşma, dayanışma ve güvenlik gereklerinin topluluk olarak giderilmesini sağlayan kurumsallaşmanın en müstesna örneklerinden birini vakıf müessesesi teşkil etmektedir. Vakıflar yüzyıllar boyunca hibe, yardım, sadaka bağış̧ gibi sosyal kurumları da kapsayan sistematik, sınırları çizilmiş, statüsü belirlenmiş, tâbi olduğu kurallar itibariyle ana esasları ve ilkeleri ortaya konarak günümüze ulaşmıştır.
Bu vakıflardan birisi de 1986 yılından beri gençlerin bilim, sanat, felsefe, hukuk, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler gibi birçok disiplinde entelektüel gelişmesine katkı sağlayan Bilim ve Sanat Vakfı’dır. Bu vakfın sunduğu hizmet ve gençlerin entelektüel gelişmesine yaptığı katkı tartışmasızdır. Şehir Üniversitesi’nin yönetiminin başka bir üniversitenin yönetimine devredilmesi sürecinin vakfın yönetimine el koymaya teşmil edilmesi yüzyıllardır şekillenen vakıf müessesesinin temel ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Vakıf müessesesinin temel ilkeleri, vakfın sürekliliği, ebedîliği, temlik ve temellük edilemeyecek olması, tüzel kişiliğe sahip olması ve nihayet vakfetme iradesinden vazgeçilememesidir. Bu temel ilkelerle taban tabana zıt olan kanuni düzenlemeye dayanarak yapılan vakfın idaresine el koyma işlemini kınıyoruz.
Hukuk Vakfı olarak; devletin özelde Bilim ve Sanat Vakfı ve genelde bütün vakıflar üzerindeki işlemlerinde politik mülahazalardan uzak durarak;
-
Vakfın sürekliliği ve ebedîliği,
-
Temlik ve temellük edilemeyecek olması,
-
Vakfetme iradesinden vazgeçilememesi,
ilkelerine riayet etmesinin yüzyıllar boyunca oluşturduğumuz vakıf kültürümüzün muhafazası adına önem arz ettiğini hatırlatır ve herkesi bu ilkeleri ihlal eden yanlışa karşı duyarlılığa davet ederiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Hukuk Vakfı Yönetim Kurulu
***
“Her kimse ki; Vakıflarımın bekasına özen ve gelirlerinin artırılmasına itina gösterirse, bağışlayıcı olan Allahu Teala’nın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükafatı sayılamayacak kadar çok olsun, dünya üzüntülerinden korunsun ve muhafaza edilsin...”
Kanuni Sultan Süleyman Vakfiyesinden...